Geri

Türkçe Dersine Nasıl Çalışmalıyız?

Sevgili öğrenciler!

Türkçe dersine nasıl çalışır sorusuna derinlikli ve nitelikli bir cevap vermeden önce, YGS veLYS’de çıkan Türkçe sorularını ana hatlarıyla ele almamızın daha doğru olacağı inancındayım. Ancak bu ana hatları somutlaştırdıktan sonra, işte o zaman her bir kategoriye nasıl çalışacağımıza ilişkin daha kullanışlı ve pedagojik bir çerçeve ortaya koyabiliriz.

1- Anlam Bilgisi,

2- Dil Bilgisi,

3- Anlatım Bozuklukları,

4- Yazım Bilgisi,

5- Edebiyat Bilgileri, olmak üzere 5 temel başlıkta toplayabiliriz.

YGS’de Türkçe Testinde 40 soru, LYS’de Türk Dili Edebiyatı Testinde 56 soru sorulmaktadır. YGS’de “Anlam Bilgisi, Paragraf Bilgisi ve Dil Bilgisi” gibi temel konular ağırlık kazanmaktayken, LYS’de ise daha çok “Edebî Metinler ve Edebiyat Bilgileri” sorgulanmaktadır.

Anlam Bilgisi; her şeyden önce hızlı ve doğru okumanızı; okuduğunuzu anlamanızı ve anladığınızı yorumlamanızı gerektirir. Soruların büyük çoğunluğunun Anlam Bilgisi ile ilgili veyâ ilişkili olması ve sorularda ezbere dayalı bir bilgi istenmemesi bunun en önemli kanıtıdır. Anlam Bilgisi soruları; daha çok kelime, cümle ve paragraf düzeyinde karşımıza çıkar. Bu tür sorular, sözcüğün anlamını kavramaya, sözcüğün cümle içinde kazandığı değişik anlamları bulmaya, yorumlamaya ve bazen de deyimlerin anlamlarını kavramaya yönelik sorular şeklinde sorulur.

Cümle anlamında, cümlede verilen yargıyı kavramak, yargının oluşmasında etkili olan yardımcı yargıları bulmak, yargıyı aktaran kişinin yansıttığı duyguyu, bilişi, düşünceyi anlamakla ile ilgili sorular da gelmektedir. Bu tip sorularda, cümle anlamında ve düzeyinde daha çok anlama yeteneği ölçülür. Ayrıca birbirine benzer yargılar arasından farklı olanı bulabilmeniz üzerinde de bir sınama yapılır. Bu bakımdan Türkçe sorularının çözülmesinde soru gövdesini yakalamak ve çok iyi kavramak gerekmektedir.

Paragraf sorularında sizden istenen ise, değişik yargılardan oluşan bir bütünü kavramanızdır. Bunu kavrarken aynı zamanda onun parçalarla olan ilgisini [ilişkisini] de anlamanız istenir. Paragraf soruları, uzun olmalarından dolayı zor soru olarak algılanırlar. Ancak bu düşünce temelsiz ve çok yanlış bir düşüncedir. Hâlbuki bu sorular, en kolay sorulardır. Çünkü bu soruların cevabı, soruda verilen parçanın içinde gizlidir. Tabiî ki, paragraf sorularını kolay çözmenin yolu, bol bol paragraf sorusu çözmek ve her fırsatta kitap okumayı temel bir alışkanlık hâline getirmektir.

Bunun yanında, paragrafı okumadan önce soru kökünü, altı çizili sözcüğü mutlaka doğru okumalı ve ne sorulduğunu kavrayarak, soru gövdesinde bu bilinçle bir arama/tarama/eleme yapmak gerekmektedir.

Demek ki, gerek Anlam Bilgisi gerekse Paragraf Bilgisi konularından gelen soruları çözebilmek için iyi bir okuyucu olmak gerekmektedir. Yani, ayda 1-2 kitap okuyup bitirmek gerekmektedir meselâ! Diğer taraftan okuduğunuz metni özetlemeye ve eleştirmeye de çalışırsanız yaptığınız işin verimliliği daha da çok artacaktır.

Burada değinmek istediğimiz önemli diğer bir husus da sözlük kullanımıdır. Okuduğunuz metinde karşılaştığınız kelimelerden anlamlarını bilmediklerinizi öğrenmek, deyimlerin tam karşılığını bilmek ve atasözlerini kavramak istiyorsanız mutlâkã bir “Türkçe Sözlük” ve bir de “Atasözleri Sözlüğü” edinmelisiniz. Böylece sınavlarda çıkacak muhtemel deyim, atasözü ve kelime anlamı gibi soruları, çok daha rahat bir şekilde çözebilme yeteneğine kavuşmuş olursunuz.

Anlam Bilgisi Soruları Nasıl Çözülür?

“Anlam Bilgisi” konusu Türkçe dersinin en önemli konusu olup, sınavlarda soruların % 85’i ile direkt ilişkili olan bir bölümdür. Dolayısıyla bu konuyu öğrenmek, başarıya ulaşmak için çok-ama-çok önemlidir. Bu bağlamda, Türkçe dersinin en önemli konusu olan “Anlam Bilgisi”nden gelebilecek soruları çözmek için şu hususlara dikkat etmek gerekmektedir:

Günde birkaç sayfa da olsa mutlâkã kitap okunmalıdır.

Kitap okuma alışkanlığı olmayanlar ilk başlarda gazetelerden ilgilerini çeken köşe yazılarını, süreli yayınlardan ise Kişisel Gelişim, Genç Beyin, Genç Gelişim, Bilim Teknik, Genç Öğrenci, Eğitimbilim, Bütün Dünya, National Geography, Atlas, Genç Yaklaşım, Yeni Eğitim, Yedi Kıta vb. dergileri okumaları gerekmektedir. Bu aşamadan sonra Türk Klasikleri’nden ve Dünya Klasikleri’nden hikâye ve romanları okumaya yönelmeli; daha sonra ise düşünsel içerikli deneme-araştırma-inceleme kitaplarına geçilmelidir.

— Televizyon seyrederken, birilerini dinlerken, okurken veyâ herhangi bir nedenle duyulan ve anlamı bilinmeyen kelime ve kelime gruplarının anlamları, üşenmeden sözlüklerden araştırılıp hemen öğrenilmeliler.

Bunu için de her öğrencinin kütüphanesinde mutlâkã bir “Türkçe Sözlük”, bir “Deyimler Sözlüğü”, bir “Atasözleri Sözlüğü” bir de “İmlâ Kılavuzu” bulunmalıdır. Okul Türkçe kitaplarının konularının işleniş bölümünde yer alan “Kelime Çalışmaları” ve “Okuma, Anlama, Anlatma” çalışmaları bölümleri de mutlâkã incelenmeli ve de çalışılmalıdır.

Okunan metinler üzerinde çalışma yaparken konuları, asıl anlatılmak istenen düşünceleri, metinden çıkarılabilecek düşünceleri ve metnin yazarının veyâ şâirinin konuyu ortaya koyarken içinde bulunduğu rûh hâlini belirleyerek not etmek gerekir.

Bu metinler, sohbet esnâsında başkalarına da anlatılabilir. Okunan metin bir hikâye veyâ bir roman ise özetleme yapılabilir veyâ okunan benzer hikâyelere benzer kısa hikâyeler de yazılabilir. Veyâhut ta hikâye belli bir noktada bırakılarak okuyucu tarafından tamamlanabilir. Bu çalışmalar kişinin, okuduğunu anlama ve anladığını sözlü veyâ yazılı bir şekilde ifâde edebilme yeteneğini geliştirir. Bu kãbiliyetleri gelişen kişilerin, soruları daha kolay ve hızlı, ayrıca da doğru olarak çözebilecekleri görülecektir.

— Soruları çözerken, özellikle ders çalışırken kalem kullanmak gerekir.

Özellikle ders çalışırken kelimelerin, cümlelerin anlamları belirlenip yan taraflarına yazılmalıdır. Bu belirlemeler yorumlanmalı ve kıyaslanmalı, sonra da istenen bilgiye ulaşılmalıdır. Özellikle paragraf sorularında kalem kullanmak bu anlamda çok önemlidir. Çünkü sözel bir soru, zâten bir metindir, okumayla yapılır, böylece ana temâ ve düşünce tespit edilir. Okunan ve parçadan çıkarılan düşünceler, konu, ana fikir ve yazarın içinde bulunduğu durum bu anlamda bir kenara not edilmelidir veyâ ilgili cümlenin altı çizilmelidir. Unutmayın! Altı çizilen bu veriler, çoğu kez sorunun çözümünde bizden istenen bilgiler olabilecektir.

Diğer taraftan, Türkçe konuları birbirinin devamı olduğu için konuları sırayla ve anlayarak çalışmanızda fayda vardır. Bir konuyu çok iyi anlamadan aslâ diğerine geçmeyin! Çünkü her konu, bir sonraki konunun temelidir. Siz de takdir edersiniz ki, temeli sağlam olmayan bina en küçük etkilerde bile yıkılabilir.

— Çıkmış sorular çıkabilecek soruların aynasıdır, bu yüzden son 20 yılın çıkmış sorularını mutlâkã konu-konu çözün!

Esasen, son yıllarda öğrencilerimize sâdece son 5-6 yılın sorularını çözmeleri tavsiye ediyor hattâ bu konuda ödevler de veriyorduk. Ancak birkaç yıl önce sınav sisteminin tekrar değişmesi ile birlikte, kısmen de olsa geriye dönük olarak ÖYS tarzında soruların sorulacak olması; çalışmalarınızda artık son 20 yılın sorularının da çözülmesini zorunlu hâle getirmiştir. Bu bakımdan özellikle bu yıl sınava girecek arkadaşlarımız, ÖYS tarzındaki sorulara karşı yabancılık çekebileceklerinden; bu arkadaşlarımızın, tipolojik, şematik ve tematik olarak LYS sorularına da bir aşinâlık kazanabilmeleri için son 20 yılın ÖYStarzındaki sorularını mutlâkã çözmeleri gerekmektedir.

— Test tekniğine alışmak için bol bol soru çözün!

Konu eksiğiniz yoksa, daha çok deneme sınavları kıvamında ve formatında sorular çözerek Türkçe dersine karşı duyarlılığınızı ve yetkinliğinizi güçlendirmelisiniz. Türkçe dersi, bir anlamda okuyarak ve yorumlayarak çalışılan bir ders olduğu için, bol bol soru çözülerek çalışılmaya en yatkın olan derstir de!

Ancak şu da unutulmamalıdır ki, soru çözümleri esnasında karşılaşmış olduğunuz hâlde arkada aslâ çözülmemiş veyâ yanlış çözüldüğü hâlde tashih edilmemiş, arkadaşlarınızla tartışılmamış, kritiği yapılmamış, etüt hocalarınıza veyâ ders hocalarınıza sorularak veyâ çözdürülerek anlaşılmamış soru bırakmamalısınız. Eğer bu ince eleme sürecini ihmâl ederseniz, aynı soru tekrar başka bir zeminde veyâ geçek sınavda karşınıza çıktığında, inanın bana çok derin bir pişmanlık ve çaresizlik yaşarsınız.

Bu bakımdan mutlâkã her soru ile hâldâş olmak, arkadaş olmak, hemhâl olmak, hemdem olmak, hemâhenk olmak, tanışık olmak ve de yanaşık olmak gerekmektedir. Çünkü bütün soru tipleriyle ve kipleriyle böylesine empatik ve sempatik bir ilişki içersinde olursanız; o sorularla tekrar başka zeminlerde karşılaştığınız zaman hem yabancılık çekmezsiniz —veyâ değişik bir soru ile karşılaşsanız bile— hem de karşılaştığınız yeni sorunun, aslında daha önce çözerek özümsediğiniz sorularla akraba olduğunu fark ederek rahatlıkla çözmeye başlayabilirsiniz. İşte bu pratik işlevi bakımından bol bol soru çözmenizin son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Unutmayın, ne kadar çok soru çözerseniz, gerçek sınavda nâhoş bir sürprizle karşılaşma riskini de o kadar ortadan kaldırmış olursunuz.

— Kendinize özgü bir soru çözüm kompozisyonunuz olsun!

Bu konuya ilişkin, kendi öğrencilik yıllarımda kullandığım bir senaryondan bahsetmek istiyorum. Örneğin, paragraf sorularını çözüyorken, kendimi kırmızı bereli SAT komandoları gibi hayâl ediyor, güyâ bir helikopter marifetiyle yüksekçe bir apartmanın çatı katına bırakıldığımı düşünüyordum. Operasyondaki görevim binanın güvenlik açısından temiz olup olmadığını çatı katından başlayarak aşağı katlara kadar incelemek ve binanın giriş katından çıkarak durumu üstlerime rapor etmekti. Sanki, çatı katından başlayarak her bir katı usulca, sessizce ve derinden, detaylara dikkat ederek, muhtemel tuzaklara düşmeden, yüksek bir konsantrasyonla didik didik arıyordum. Nihâyet aramamı tamamlayınca apartmanın önündeki giriş kapısından çıkıyordum.

O da ne?

Gazeteciler beni bekliyor, flaşlar patlıyor? Ve ardı ardına sorular geliyordu!

  • Apartman da “şu” veyâ “şunlar” var mıydı?
  • Sizce nasıl bir apartman? Güvenli mi? Dağınık mı? Düzenli mi?
  • Katları gezerken en çok dikkatinizi çeken şey neydi?

Sevgili öğrenciler! Sizi temin ederim ki paragraf soruları da hemen hemen aynı örüntüye sahip. Yani paragraf sorusuna başlarken ve ilk satırda ilerlerken, kendinizi bir SAT komandosu gibi paragrafın çatı katına bırakılmış gibi hayâl edin! Sonra bu apartmanın [paragrafın] her bir katını [her satırını] dikkatlice didik didik arayın. Size yabancı olan bu olay mahâllinde [soruda] saklı olan şeyleri bulmaya çalışın. Üstelik katlara [satırlara] yerleştirilmiş olan tuzaklara düşmeden [şıklardaki çeldiricilere takılmadan] operasyonu sağlıklı bir şekilde tamamlamaya çalışın. Satırlar ilerledikçe ve siz paragrafın sonuna yaklaştıkça apartmanın zemin katına yaklaştığınızı ve biraz sonra da dışarı çıkacağınızı düşünün!

Dışarı çıktığınızda ise gazeteciler [soru] sizi bekliyor.

Ne olacak dersiniz..?

Gazeteciler [soru] size muhtemelen şunu soracaktır:

  • Apartmanda [soruda] “şu, şu..” var mıydı?
  • Veyâ “Şunu, şunu..” gördünüz mü?
  • Veyâhut ta, apartmanda [soruda] en çok dikkatinizi çeken şey neydi?
  • Sizce bu apartman ve katları [paragrafın satırları] size neyi anlatıyor?
  • Katları geziyorken [satırları okuyorken] neler hissettiniz?
  • Apartman [paragraf] hakkında tam olarak ne düşünüyorsunuz?

Aynen böyle; paragraf sorularını çözerken, tıpkı bir apartmanının katlarını [sorunun satırlarını] büyük bir gizlilikle ve dikkatle keşfeden bordo bereli SAT komandoları gibi hareket ederek, dışarı çıktınızda size sorulabilecek önemli bilgileri ve bulguları derlemeye çalışarak çözün!

İşte sevgili “Genç Öğrenci Arkadaşlarım”!

Demek ki, Türkçe sorularını ve paragraf sorularını bu kompozisyon ile çözerseniz hem çalışmalarınızı zevkli hâle getirmiş olurusunuz, hem de konsantrasyonunuzu üst düzeyde tutarak sorulardaki hayâtî tuzaklara düşmeden görevinizi başarıyla tamamlamış olursunuz. Özellikle de ders çalışırken bu kurguyu hâyâl ederek sorularla boğuşmanızı ve bu duygu-durumunu niteliksel bir farkındalık düzeyi olarak özümsemenizi tavsiye ederim… (Not: Diğer Sözel derslerde de aynı teknikleri kullanabilirsiniz!)

Tabiiî ki, bu tür soru örüntülerinin dışında kalan ve daha çok LYS sınavında sorulan ve kısmen ezbere dayalı olan konular ise, genel anlamda sık sık yapılması gereken tekrarlamalarla çalışılmalıdır. Başka deyişle, yakın hafıza ile kalıcı hafıza arasındaki koordinasyona bağlı olarak, konular, sanatlar, kavramlar, akımlar, şâirler, yazarlar, edebî dönemler, eserler vb. bilgi gruplarını belirli aralıklarla tekrar ederek çalışmak gerekmektedir. Bu doğrultuda ve konularda, olabildiğince fazla soru çözmek de kolayca tekrar çalışmaları yapabilmenizi destekleyebilecektir.

Türkçe Sorularını Çözerken Dikkat Edilecek Hususlar

  • Bir Türkçe sorusu çözerken ilk önce soru cümlesini dikkatlice okumak gerekir. Bazı öğrenciler, önce paragrafı sonra onun sorusunu okurlar. Bu çok yanlış bir tutumdur. Bu aynen, alışverişe gidip de ne alacağını bilmemeye benzer. Ne alacağınızı ve markette ne arayacağınızı bilmeden dolaşmak nasıl zaman kaybı ise, yukarıdaki SAT komandosu örneğinde değindiğimiz gibi hangi cevabı aradığınızı bilmeden satırlar arasında dolaşmak da ciddi zaman kaybıdır. İsraftır!
  • Olumsuz soru köklerine dikkat edilmelidir. Öğrencilerin olumsuz soru köklerini olumlu algılamamaları için, kitapçıktaki ilgili sorularda olumsuz sözcüklerin altı çizilir. Örneğin “………….. çıkarılamaz?”, “…………. değinilmemiştir?“, “………….. yoktur?” Buna rağmen yine de öğrenciler dalgınlıkla bu hatâya düşebilmektedirler. Bu bakımdan her soruya taze bir nefesle ve hafif sağa sola hareket ederek ve bedeninizi zinde tutarak başlayın.
  • Bir soru, tam olarak anlaşılmadan onun çözümüne geçilmemelidir. Gerekirse soruyu 2 kez okuyun! Aksi takdirde başa dönmek zorunda kalırsınız ki, bu da size gereksiz bir şekilde zaman kaybettirir.
  • Anlam bilgisi sorularında kesinlikle kişisel yorumlar yapılmamalıdır. Parçada verilen paralel anlam çerçevesinde, aynı anlamı seçeneklerde yakalayarak doğru şıkka ulaşın. Unutmayınız ki, soruda sizin nasıl düşündüğümüz değil; o parçada neyin anlatılıp neyin anlatılmadığı sorulmaktadır. Basit bir kural ile ifâde edecek olursak, soruyu kendi subjektif değerlerinize gore değil de; soruda verilen bilgi ve görüşlere gore cevaplandırmanız gerekmektedir.
  • Paragraf sorularının uzunluğundan dolayı çoğu öğrenci bu soruları anlayamadığını dile getirir. Bu soruların çözümünde örnekleme yoluna gitmeniz, çözümünüzü (SAT Komandosu örneğinde olduğu gibi) günlük olaylarla ilişkilendirmeniz gerekmektedir. Yani konuyu somutlaştırmak, soruyu anlamanızı oldukça kolaylaştıracaktır.
  • Soruların okunmasında dudaklar değil, gözler çalışmalıdır. Dudakla okumak yavaş, gözle okumak ise çok daha hızlıdır. Zihnimiz çok hızlı çalıştığından ne kadar hızlı okursak cümleler arasındaki anlam ilişkisi o kadar daha kolay anlaşılır. Anlamak için okuma, gözle beyin arasında olmalıdır. Paragrafın ilk ve son cümleleri okunarak paragraf anlaşılmaz. Bazı öğrenciler bu yöntemi dener. Bu yöntem de sizi çoğukez yanlışa götürebilir.
  • Anlam bilgisi sorularını yanıtlamakta ilk başlarda yavaş olabilirsiniz. Bu gayet normaldir. Ama soruların üstüne kararlılıkla giderseniz zamanla istenilen seviye ve hıza ulaşırsınız. Bu yeterlilik de, düzenli kitap okumakla ve anlam konularıyla ilgili çok fazla soru çözmekle elde edilebilir.
  • Dilbilgisi sorularının çözümünde ise, bilgi birikiminizin iyi olması gerekir. Anlam bilgisi sorularını, entelektüel yönü olan çoğu kişi yapar; ama dilbilgisi soruları bilgi gerektirdiğinden bu soruları herkes rahatlıkla çözemez. Dolayısıyla bu sorular, daha çok seçici özelliğe sahiptir, denilebilir. Türkçe testinde asıl elemeyi de bu sorular yapmaktadır. Dilbilgisinden her yıl, cümlenin öğeleri, sözcük türleri, sözcük yapısı, noktalama, yazım kuralları ve anlatım bozukluğuyla ilgili belirli sayıda soru gelmektedir. Bu nedenle, bu konulara çok iyi çalışılmalıdır. Ayrıca, Dilbilgisi sorularının çözümünde eleme usulünün kullanılması da yararlı olacaktır.
  • Ve son olarak şunu ifâde etmek isteriz ki; doğruluğundan emin olmadığınız hiçbir soruyu da yanıtlamayınız. Eğer 2 şıkka indirdiyseniz yeniden düşünerek içgörünüzle ve kendinizi ikna ederek bir tanesini seçin. Eğer hâlen karar veremiyorsanız, yolunuza devam edin ve sınav sonunda tekrar bakmak üzere bu soruya ‘işaret’ koyarak sonraki soruya geçin!

Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir



Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (1) in /home/bursaaks/public_html/wp-includes/functions.php on line 5279

Notice: ob_end_flush(): failed to send buffer of zlib output compression (1) in /home/bursaaks/public_html/wp-content/plugins/really-simple-ssl/class-mixed-content-fixer.php on line 110